Elde edilen istatistiksel bir ölçümün, gerçeklik hakkında bir önerme olarak güvenilirliği; örneğin, popülasyon ortalamasının, örneklemde belirlenen sınırlar içinde olması olasılığı gibi. Bu terim, istatistiksel bulgunun önemini değil, güvenilirliğini ifade eder.
İstatistiksel anlamlılık, hipotez testlerinde bir bulgu veya sonucun tesadüfen ortaya çıkmış olma ihtimalinin düşük olup olmadığını belirlemek için kullanılan bir kavramdır. Gruplar arasında gözlemlenen bir farkın veya değişkenler arasındaki bir korelasyonun istatistiksel olarak anlamlı olması, böyle bir sonucun rastgele şans eseri elde edilme olasılığının çok düşük olduğu, tipik olarak önceden belirlenmiş bir eşiğin altında olduğu anlamına gelir (örneğin, p < 0,05).
Örneğin, bir araştırmacının yeni bir terapinin depresyon düzeyleri üzerindeki etkilerini incelediğini düşünün. Bir kontrol grubu ve bir tedavi grubu ile bir deney yaptıktan sonra, tedavi grubunun ortalama depresyon puanının kontrol grubundan daha düşük olduğunu bulurlar. Bu farkın istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığını belirlemek için araştırmacı bir p-değeri hesaplamak üzere t-testi gibi bir istatistiksel test uygular. Eğer p-değeri önceden belirlenmiş eşikten (örneğin 0.05) küçükse, araştırmacı terapinin depresyon seviyeleri üzerinde önemli bir etkisi olduğu sonucuna varabilir.
İstatistiksel anlamlılığın bir bulgunun mutlaka pratik veya klinik olarak anlamlı olduğu anlamına gelmediğini unutmamak önemlidir. Büyük bir örneklem büyüklüğü, etki büyüklüğü küçük olsa ve gerçek dünyada anlamlı etkileri olmasa bile istatistiksel olarak anlamlı bir bulguyla sonuçlanabilir.
Ayrıca bakınız: p-değeri, etki büyüklüğü, boş hipotez, hipotez testi
(İng. statistical significance)