Cem Yılmaz, CMYLMZ (2007) gösterisinin ikinci kısmında seyircilerine sahnedeki performansıyla alakalı retorik bir soru sorar: “Rahat mı görünüyorum?” Sahnelerde 12 yıldır aynı işi rahatça yapıyor görünse de böyle olmadığını içtenlikle itiraf eder: “Heyecanlanıyor musun? Altıma sıçıyorum, haberin yok senin!”. Böylesine tecrübeli birinin rahatça sahneye çıkıp işini “profesyonel” bir şekilde yapmasını bekleriz. Fakat, Cem Yılmaz’ın cevabı bir espri olmaktan öte son derece sahici bir itiraf olarak da ele alabiliriz. Bunun en büyük kanıtının da gösterdiği performanslardan hepimizin izleyerek keyif alması olduğunu düşünüyorum. Peki bunun stres ile ilişkisi ne?

Stresin performansa etkisinden bahsedilince bende çağrışım yapan ilk sahne.

            Kendimizi tehdit altında hissettiğimiz zamanlarda kortizol ve adrenalin gibi hormonların salgılanmasından dolayı stres hissederiz. Bu hormonlar, bedenimizin tehditle savaşmaya hazır hale gelmesine yardımcı olur. Evet, stresin asıl hizmet ettiği şey bizi gerginlikten çökertmek değil, bizim hayatta kalmamızı sağlamak ve karşılaştığımız zorlukları aşacak güçle bizi donatmak.

           Stres yüklendiğimiz sırada vücudumuzda bazı değişimler yaşanır. Karaciğerimiz, şeker ve yağı kan akışına gönderir. Kalbimize daha fazla oksijen gidebilmesi için nefes alışımız hızlanır. Oksijeni, yağı ve şekeri kaslara ve beyine ulaştırmak için kalbimiz daha hızlı atmaya başlar. Beynimiz adeta yanar, duyularımız açılır; daha keskin görmeye ve duymaya başlarız. Bizim tehdit olarak algıladığımız her neyse bütün odağımız ona yönelir ve arka plandaki her şey silikleşir.

Reklam

            Kelly McGonigal Upside of Stress (Türkçede maalesef “Sıkıntı Yok” adıyla basılmış) kitabında, Lübnanlı iki ergen kızın traktörün altında kalan babalarını, traktörü kaldırarak kurtardıkları hikayeyi örnek olarak paylaşır. Kızlara koca traktörü nasıl kaldırdıkları sorulduğunda bilmedikleri cevabı alınır ama yapmışlardır işte. Stres anlarında insan farklı bir moda girer ve değer verdiğimiz bir şeyi kurtarmaya çalışırken bedenimiz inanılmaz bir güç kazanır.

           Stres, özellikle son zamanlarda kötü bir şöhrete sahip olsa da bu enerjiyi yönetmeyi öğrendiğimiz ve sağlıklı şekilde kullandığımız senaryolarda, bizi geliştiren bir yaşam enerjisi olarak değerlendirilebilir. Öğrenme odaklı bir düşünce yapısıyla yaşam pratiklerimizde bizi istediğimiz performanslara yönelten de yine stresin ta kendisi olduğu için kıymetini bilmemiz gerekiyor.

           McGonigal kitabında, zirve performanslar için de stresin önemli bir faktör olduğuna dikkat çekiyor. Stres, zirve performansların ortaya çıkmasını sağlayan içsel bir enerji kaynağı. Hayranı olduğumuz sanatçıların bizi etkileyen performanslarını, stresin yüklediği enerjiden yoksun hali ile izleseydik ne hissederdik acaba? Muhtemelen görsel efektleri olmayan bir Marvel filminden daha fazla etki bırakmazdı üzerimizde. Bu sanatçıların performanslarını sakin kalarak sergilemelerini bekleyemeyiz. Stres, bizi sınırları aşmaya inandıran bir güçle donatır.

Kelly McGonigal’ın kitabının özeti niteliğindeki TED konuşması

            Performans açısından stresi bu şekilde gözlemlediğim bir sahne geldi aklıma. Profesyonel adlı tiyatro oyunundaki Bülent Emin Yarar’ın performansı: Nasıl anladığımı açıklaması zor fakat sezgisel olarak stresin etkisi altında gerçekleşen bir performans olduğunu şu an daha iyi idrak ediyorum. Strese bu açıdan bakınca, beni derinden etkileyen bu performansı tekrar tekrar deneyimleme isteğinden dolayı stres hormonlarına borçlu olduğumu düşünüyorum.

            Stresin performansa yansıyan yönüne bir de güzel bir filmden örnek sunalım: 1900 Efsanesi filmindeki müthiş piyano düellosu sahnesi. Stresin insanı geliştirmek bir yana yükselten bir güç olduğuna inandıran etkileyici bir sahnedir.

Bunu izleyince anladım ki, stres sadece beynimizi yakmıyormuş.

            Gelelim yazının başında bahsettiğimiz Cem Yılmaz’ın anekdotuna. Cem Yılmaz’ın performanslarını bu kadar etkili kılan şeyin stres olduğunu ve “Altıma sıçıyorum” derken aslında ne kadar sahici bir cevap verdiğine belki benim kadar siz de ikna olmuşsunuzdur. Çünkü bedenimizdeki değişimleri sıralarken bahsetmedim fakat eminim yaşamışsınızdır ki, stres bağırsaklarımızın çalışmasını da hızlandırıyor.

Boğaziçi Üniversitesi, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü mezunuyum (2015). Çok yönlü gelişime ve farklı disiplinlerden beslenmenin önemine inanıyorum. Danışanlarıma ve öğrencilerime destek olurken kendi hayatımda da çokça faydasını gördüğüm Mindfulness temelli yaklaşımları ve Kabul ve Karalılık Terapisi (ACT) ile çalışıyorum. Ergen veya yetişkin yaş grubundaki danışanlarımın sosyal-duygusal mesleki ve eğitsel olarak yeni beceriler kazanmasına destek oluyorum. Online psikolojik danışmanlık ve öğrenci koçluğu desteği almak için bana e-mail adresimden ulaşabilirsiniz: [email protected]