Toplumsal cinsiyet rolü, belirli bir cinsiyetteki bireylerin nasıl davranması, düşünmesi veya hissetmesi gerektiğini belirleyen bir dizi toplumsal norm ve beklentidir. Bu roller tipik olarak erkeklik ve kadınlık hakkındaki geleneksel inançlara dayanır ve bu inançlar kültürlere ve zaman dilimlerine göre değişebilir. Toplumsal cinsiyet rolleri genellikle insanların davranışlarını, kariyer seçimlerini, kişisel ilişkilerini ve kendilerini ifade etmelerini etkiler. Ancak, bireylerin bu rollere uymak zorunda olmayabileceğini ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ve kişisel özgürlüğü teşvik etmek için bu rollere meydan okumanın ve onları yeniden tanımlamanın önemi konusunda artan bir farkındalık olduğunu kabul etmek önemlidir.
Örneğin, birçok geleneksel toplumda, erkeklerin ailelerine destek olmak için ev dışında çalışarak evin geçimini sağlayan birincil kişiler olması beklenirken, kadınların ev işleri ve çocuk bakımıyla ilgilenmesi beklenirdi. Bu iş bölümü, katı toplumsal cinsiyet rollerini pekiştirerek hem erkeklere hem de kadınlara sunulan fırsatları sınırlandırmıştır. Son yıllarda, geleneksel cinsiyet rollerine meydan okuyan ve bireyleri kendi yollarını belirlemeye teşvik eden, sorumlulukların ve fırsatların daha eşit paylaşımına doğru bir kayma olmuştur.
Alıntı: “Kadınların henüz öğrenemediği şey, kimsenin size güç vermediğidir. Siz sadece alırsınız.” – Roseanne Barr
Ayrıca bakınız: cinsiyet kimliği, cinsiyet stereotipleri, cinsiyet ifadesi
(İng. gender role)