Bu metin Jane Finn(Hope College/Öğretim Üyesi) tarafından yazılmıştır.

Türkiye’de metindekine benzer bir “birlikte yaşam projesi” olduğunu bilmiyorsanız Otistikler Derneği‘nin websitesini inceleyebilirsiniz.

Kaynaştırma ya da farklı beceri seviyelerini bir sınıfta bir araya getirme, eğitimde yıllardır kanıtlanmış bir uygulama. Araştırmalar, bu karma eğitimin farklı gelişen ve normal gelişenler dahil herkes için iyi olduğunu gösteriyor.

Ulusal Eğitim İstatistikleri Merkezi, ABD’deki devlet okulu öğrencilerinin yüzde 13’ünün belgelenmiş bir farklı gelişim tablosu olduğunu bildiriyor. Otizm, zihinsel yetersizlik, gelişimsel gecikme ve duygusal rahatsızlıklara sahip öğrenciler, özel eğitimdeki öğrencilerin yüzde 5 ila 9’unu oluşturmaktadır. Bu oran büyük bir kitleyi oluşturuyor ve bu alana yönelik eğitim alan öğretmenler dahi bu öğrencilerle çalışmak için kendini her zaman donanımlı görmüyor.

Kilise liderleri de benzer sayılarda kişinin farklı gelişim tablosunda olduğu fark ediyorlar ve aynı eğilim dini topluluklarda da ortaya çıkıyor. Kilise liderleri olabildiğince kapsayıcı ve samimi olmaya çalışsalar da, farklı gelişen kişiler bu topluluklarla derin bağ kurmayı isteseler de her zaman istedikleri şekilde destek göremiyorlar.

Okullarda ve kiliselerdeki zihinsel yetersizliği olan kişiler, zaman zaman, okul ortamında ve dini ortamlarda karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmek için bir savunucuya(advocate) ihtiyaç duyarlar. Burada şöyle bir sorun var: Farklı gelişenlere savunuculuk hizmeti sunmak isteyen kişiler bu önemli göreve hazırlanmalarına yardımcı olacak birebir deneyimleri tekrar tekrar yaşamıyorlar.

Dostluk Evi, bu hazırlığı radikal bir şekilde değiştiren modellerden biri.

Dostluk Evi, Hollanda-Michigan’da, zihinsel yetersizliği olan bireylerin Western Seminary veya Hope College’a devam eden normal gelişen, öğrenci akranları ile yan yana yaşadıkları küçük bir yurt. Üç normal gelişen ve bir farklı gelişenin oda arkadaşı olarak birlikte yaşadığı bölmelerden oluşuyor. Her birinin kendi odası vardır ve mutfak, çamaşır odası, teras ve televizyon odası gibi ortak alanları paylaşıyorlar.

Din görevlileri burada yaşayarak, farlı gelişen kişilere ve ailelerine ileride hizmet etmek için kişisel ve profesyonel olarak daha donanımlı olmayı öğreniyorlar. Aynı şekilde, özel eğitim, psikoloji veya sosyal hizmet alanlarında eğitim alan Hope College öğrencileri, ileride kullanacakları profesyonel becerilerini geliştirmek için uygulamalı deneyim elde etmiş oluyorlar.

Normal gelişen bireylerle yaptığım görüşmeleri içeren araştırmam, bu yaşam modelinin öğrencileri sadece mesleki kariyerleri için hazırlamadığını aynı zamanda hem normal gelişen hem de farklı gelişen bireyler için kişisel faydaları olduğunu gösteriyor.

Programın ilk yılından sonra yapılan nitel araştırma ile yurttaki normal gelişen öğrencilerin “arkadaşları” olarak da adlandırdıkları farklı gelişenleri izlemekten büyük keyif aldıkları, sosyal becerilerini geliştirdikleri, güven sağladıkları ve yıl içinde bağ kurdukça daha bağımsız oldukları ortaya çıktı.

Bu deneyim, “arkadaşlar” için de önemli faydalar sağladı. Bu yurda taşınana kadar aileleriyle birlikte yaşıyorlardı ve çoğu zaman kendi başlarına yapabilecekleri bazı basit işleri ebeveynleri onların yerine yapıyordu. “Arkadaşlar” artık kendi başlarına hayatla baş etmek zorunda olduğundan, bağımsızlık ve özerklik becerileri bu yeni ortamda serpildi. Oda arkadaşlarıyla uygun bir şekilde konuşmak, yoğun üniversite öğrencilerine karşı anlayışlı olmak, bir toplulukta kendi eğlence ve zevk anlayışını bulmak da buna dahil. Dostluk Evi’nde yaşamak için, “arkadaşlar” ya yarı zamanlı ya da tam zamanlı işler bulmaları, bu işlere nasıl ulaşacaklarını kendi başlarına bulmaları, kendi paralarını nasıl yöneteceklerini öğrenmeleri gerekiyordu. Böylece Dostluk Evi önemli yaşam becerilerini geliştirmelerine yardımcı oluyordu.

Bu şekilde yaşamın elbette zorlukları da vardı. Normal gelişen öğrenciler bazen arkadaş rolleri ile süpervizör rolünü dengeleme konusunda sorun yaşadılar ancak bu dengeyi sağlamaya çalışmak, farklı gelişen oda arkadaşlarının özerklik becerilerinin gelişmesini sağlamak için gerekliydi. Görüşülen üniversite öğrencilerinin çoğu mesleki kariyerleri için kişisel ve profesyonel olarak gelişmenin yanında farklı gelişen insanları ve ailelerini daha iyi anlamak isteyenlere zorluklarına rağmen bu yaşam tarzını tavsiye ettiler. Normal gelişen öğrenciler, “arkadaşlar”ın da aslında kendilerine benzediğini ve onların da kendileri gibi üzüldüğünü ve sevindiğini anlamaya başladılar. Bu yaşam tarzı, normal gelişen öğrencilerin bazen kabul edilen görüşleri ve zihinsel bariyerleri yıkıp daha iyi anlamak için soru sormak gerektiğini fark etmelerini sağladı.

Kader Demirok
Marmara Üniversitesi'nden mezun bir psikolojik danışmanım. Çocuklar ayrı bir yerde olmak üzere insanın gelişimi üzerine okumayı ve yazmayı, yaratıcılık ve sanatın psikolojisini irdelemeyi, insanın iyileşme potansiyelini keşfetmeyi her defasında yeniden seviyorum.