Cropped high angle shot of a businessman using a laptop and writing notes at his desk in a modern office

         Multitasking (çoklu görev), beynimizin çalışma şeklini anlamak için başvurabileceğimiz önemli kavramlardan biri. Beynimizin sağ ve sol yarım küreleri farklı işlevlere sahiptir. Sağ tarafla yeni bilgi, deneyim ve öğrenmeleri işlemeye çalışırız. Pratik ederek ustalaştığımız ve alışkanlık haline getirdiğimiz beceriler sol yarım küreye aktarılır. Sağ tarafdaha çok bilinmeyeni ve zor görevleri yerine getirirken yüklendiğimiz taraftır. Beynimizin sol kısmı ise tanıdık olanı ve alışkanlık haline gelen kolay görevleri yerine getirmede daha aktif olur. Mesela ana dilimiz sol taraftadır, bu yüzden çok az düşünerek hızlı ve akıcı konuşmalar yapabiliriz. Ancak yeni öğrenmeye başladığımız dil sağ beyindedir ve cümle kurarken o kısım yoğun bir şekilde çalışır. Öğrendikçe yeni dildeki cümlelerimiz de sol beyinden çıkmaya başlar.

         Araba kullanmayı öğrenmek de başta sağ yarım kürenin aktivasyonutla başlar. Ancak ustalaştıkça sol beynimizde vites geçişleri otomatik hareketlerle yaparız. Bu sayede araba kullanırken arkadaşınızla dertleşebilir, entelektüel bir podcasti dikkatle dinleyebilir veya telefonla bir işinizi halledebilirsiniz.

         Beynimizin bu çalışma şekli, multitaskingi anlamamıza yardımcı olur. Çoklu görevin işlevsiz olması tam da bununla ilgilidir. Bu yüzden multitasking yapmak için yaptığınız görevlerden birinin alışkanlık olarak yerine getirebileceğiniz tarzda kolay bir iş olması gerekir. Multitasking araştırmalarca genel olarak verimli bulunmayan bir yöntem olsa da, bunun neden böyle olduğunu ve ondan nasıl faydalanabileceğimizi birlikte inceleyelim.

Reklam

Multitaskingi Nasıl Kullanabiliriz?

         Sabırsızlık ve can sıkıntısıyla baş etmek için multitaskingi sık sık kullanırız. Bir şeyi beklerken, metrobüsle işe giderken, spor yaparken, evin temizliğiyle ya da yemek yapmakla uğraşırken hepimiz arka planda bir şeyler dinlemeyi ya da okumayı tercih ederiz. Bunlar yaptığımız zor işi daha çekilir hale getirmek için tatlandırıcı niyetine yöneldiğimiz basit görevler. Elbette multitasking tekniğini böyle kullanmak işimize yarar. Nitekim sağ beyne yüklenen zorlayıcı bir işle uğraşmıyoruzdur. Ancak spor yapmak gibi başta zor gelip zmaanla alışkanlığa dönüşmesi hedeflenen işlerde çoklu göreve bakışımızı gözden geçirebiliriz.

         Zorlu görevler sağ beyni zorlarken ertelemeye çare olacak bu tatlandırıcıları bir süre sonra devreden çıkarmamız gerekebilir. Çünkü zorlayıcı görevler zamanla daha da kolaylaşır ve odağımızı tamamıyla vermenin performans ve verimi artırdığını fark ederiz. Ne kadar kolay olursa olsun çoklu görevin dikkati ve verimliliği azalttığı ve bazen de hatalara neden olduğu araştırmalarca destekleniyor.

         Size zor gelen bir işi (spor yapmak gibi) bir alışkanlığa çevirmek için dopamin (Motivasyonla ilişkili olan beyin molekülü) düzeyi yeterli değilse onu tatlandırmak için yanına bir podcast koymak yararlı olabilir. Ancak bu, spor yapmak için ihtiyacımız olan dopamin miktarını büyütme noktasında etkisiz kalır. Dopamini her defasında o dinlemek istediğimiz podcast için harcarız. Sonuç olarak, spor yapmanın kendisi için dopamin salmayan beynimiz onu bir alışkanlığa dönüştüremez.

         Sonuç olarak, aynı sürede iki görev yerine bir taneyle ilgilenmek verimliliğe aykırı görünse de dikkati yalnız bir yere odaklamak o görevden aldığınız verimi artıracaktır. Yani, önem verdiğimiz ve alışkanlık düzeyine çekmek istediğimiz işleri çoklu görevle sabote ediyor olabiliriz. Başlarda tatlandırıcı olan görevleri zamanla terk ederek multitasking olayını avantaja çevirmek mümkün.

Multistaskingi Tamamen Terk Etmeli miyiz?

         Psikoterapide kullanılan kör yazma egzersizine göre, danışan bir tahtaya yazı yazmaya çalışır, ama terapist bir kartonla ne yazdığını görmesini engeller. Danışan da bununla mücadele ederek kartonu kaldırmaya çalışır. Ancak bu arada yazmaya devam etmesi de gerekmektedir. Elbette yazıya odaklanamaz ve çarpık/verimsiz bir yazma eylemi meydana gelir. Egzersizin ikinci aşamasında danışana kartonla teması keserek sadece yazmaya odaklanaması söylenir. Böylece kartona müdahale etmeyi bıraktığında danışan yazma eylemini görmeden de bir şekilde yapıbilir. En azından öncekine göre çok daha düzgün ve hızlı bir yazma süreci olduğunu fark eder. Egzersizin mesajı bellidir: Zihninle mücadele etmeyi bırak ve önemli işlerine odaklan.

         Bu egzersiz, çoklu görevin çoğu zaman dikkat dağıtıcı olan yönünü hatırlatır. Çoklu görev olarak seçtiğimiz işlerden biri genelde asıl odaklanmamız gereken öneme sahiptir. Ancak onunla beraber aynı zaman içinde halledebileceğimiz başka basit işler veya tatlandırıcılar ekleriz. Bunlar beynimizin sol tarafında kalacak kadar basitse asıl işimize olumsuz yansımayabilir. Ancak asıl görevimiz sağ beyinde aşırı bir yük oluşturuyorsa ki, yeni öğrendiğimiz ve acemi olduğumuz işlerde bu çok şık yaşanır, arka plandaki fon müziği bile dikkat dağıtıcı olmaya yeter. Zihinle mücadele edip yazmayı kaçıran danışan gibi üretkenlikten uzaklaşabiliriz. Beynizin sol tarafını da karton gibi kendi haline bırakmaya ihtiyacımız olabilir.

Kaynakça

  • Dispenza, Joe (2020). Doğaüstü Olmak: Sıradan İnsanların Olağanüstü Değişimleri.
  • Villatte, Matthieu (2015). Mastering the Clinical Conversation: Language as Intervention.

CEVAP VER

Yorum yapmak isteyebilirsiniz.
Lütfen isminizi buraya giriniz