Tarihe ve evrimsel ilerleyişimize baktığımızda birlik olarak hareket etmenin bireysellikten çok daha önemli olduğunu görürüz. Günümüzde ise insanın kendi başına yetebilmesi kolaylaştığı için işbirliği halinde hareket etmeyi eskisi kadar önemsemiyoruz. Bunda yaşam şartlarımızın etkisi oldukça büyük olmalı. Mesela Çin’de yapılan bir araştırmaya göre, daha çok yağmur suyuna dayalı buğday tarımıyla uğraşanlar daha bireyci ve “Batı zihniyetli” iken, dayanışmanın önemli olduğu daha karmaşık sulama sistemleriyle sürdürülen pirinç üretimiyle uğraşanların daha toplulukçu bir kültüre sahip olduğunu olduğunu tespit ediyorlar. Ancak insanın doğasında daha çok ekip çalışması, birlik ve beraberlik yatar. Yine de asıl belirleyici olan yaşadığımız koşulların kendisi.

Birbirimizden Farkında Olmadan Nasıl Etkileniriz?

Birbirimize bakarak yaşamımızı, davranışlarımızı ve seçimlerimizi büyük ölçüde tayin eden varlıklarız. Hatta bazen birlik olduğumuzun ya da birbirimizden etkilendiğimizin bile farkında olmadan yaparız bunu. Nasıl yani mi?

Yapılan sosyal bir deneyde toplam 400 eve rastgele şekilde üzerinde enerji tasarrufuna dair mesajlar taşıyan dört tabeladan birini veriyorlar. Bu tabelalardaki mesajlar şöyle: “Enerji tasarrufu yapın ve paranızı sokağa atmayın”, “Enerji tasarrufu yapın ve çevreyi koruyun”, “Gelecek nesillerin iyiliği için enerji tasarrufu konusunda üzerinize düşeni yapın” ve son olarak “Enerji tasarrufu yapan komşularınıza katılın”. Bu mesajların motive etme gücüne ev sahiplerine sorduklarında ise en zayıf olanın son mesaj olduğu cevabı ağır basıyor. Ancak araştırma sonunda görüyorlar ki, en az motive edici bulunan mesaj her nasılsa en fazla tasarrufu beraberinde getiriyor. Diğer mesajlar aynı derecede etkisizken komşulara katılım çağrısı yapan toplumsal mesaj günde ortalama 5 ila 9 kilovat saat tasarruf getiriyor. Diğer insanların tasarruf yapmasından ister istemez etkileniyoruz. Diğer insanların ne yaptığını umursamıyor zannetsek de doğamızda beraber hareket etmek var.

Reklam

Birlik Olmanın Önündeki Engeller Nelerdir?

Her ne kadar birlikte hareket etme eğiliminde olsak da bazen kendimize fazla pay biçebiliyoruz. Daha kötüsü hiyerarşi ve liderlik anlayışı işbirliği kurma becerimizi olumsuz etkileyebiliyor. Bu iki engeli biraz detaylandıralım ve nasıl ortadan kaldırabiliriz, düşünelim.

1) Benmerkezcilik

Bildiğimiz en küçük işbirliği çiftler arasında kurulur ama belki de en çok sorun da bu küçük yapıda meydana gelir. Çiftler üzerinde yapılan bir araştırmada, çiftlerin her birine ilişkide harcadıkları emeğin yüzde kaçının onlara ait olduğunu soruyorlar. Çiftlerden biri eğer ölçülü davranıp % 55 gibi bir rakam söylerse eşinin %45 demesi gerekir matematiksel olarak. Böylece %100’e ulaşmaları sağlıklı bir sonuç olacaktır. Ancak görüyorlar ki çiftlerin dörttü üçünün ulaştıkları toplam rakam %100’ün çok üstüne çıkıyor.

Bu yanılgıyı azaltmanın yolu olarak araştırmacılar önce diğerlerinin payı üzerine düşünmeyi öneriyorlar. Benzer bir araştırmayı iş hayatında yapıyorlar. Buna göre üç ila altı kişilik çalışma grubunda her kişinin kendi katkılarını yüzde olarak vermeleri istenince toplam rakam %140’ı buluyor. Ancak katılımcılar yüzde olarak diğerlerinin katkısını belirtmeye öncelik verdiklerinde bu hata payı %123’e kadar düşüyor. Herkes kendi payı üzerinde düşününce büyük rakamlar söylerken, önce diğerlerinin hakkını verdiklerinde kendi paylarına düşen rakamı aşağı çekebiliyorlar.

2) Hiyerarşi

İşbirliği olan bir ortamda hiyerarşi ve liderlik kaçınılmaz birer gerekliliktir. Ancak nasıl yönetildiğine bağlı olarak birlikte hareket etmenin önündeki en büyük engel de olabilir. Beş gelişmiş ülkede hastanelerdeki ameliyatlarda ne derece ekip çalışması yürüdüğünü ölçmek için bir araştırma yapıyorlar. Bu çalışmada yaptıkları ankete göre cerrahların %64’ü yaptıkları ameliyatların yüksek düzeyde ekip çalışması gerektirdiğini söylerken, bu oran anestezistlerde %39 hemşirelerde ise sadece %28 olarak ifade ediliyor. Yani, cerrahın dışındaki sağlık görevlileri ekip çalışmasına o kadar da dâhil olduklarını düşünmüyorlar. Kendi katkılarının takdir edildiğini yeterince cerrahlar kadar hissetmiyorlar. Hiyerarşinin işleyişine bakılınca cerrah dışındaki çalışanların gördükleri değer yetersiz geliyor. Bu yüzden liderliği paylaşmak ve zihnimizdeki hiyerarşik engellere rağmen yanımızdakinin hakkını verebilmek önemli görünüyor.

Boğaziçi Üniversitesi, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü mezunuyum (2015). Çok yönlü gelişime ve farklı disiplinlerden beslenmenin önemine inanıyorum. Danışanlarıma ve öğrencilerime destek olurken kendi hayatımda da çokça faydasını gördüğüm Mindfulness temelli yaklaşımları ve Kabul ve Karalılık Terapisi (ACT) ile çalışıyorum. Ergen veya yetişkin yaş grubundaki danışanlarımın sosyal-duygusal mesleki ve eğitsel olarak yeni beceriler kazanmasına destek oluyorum. Online psikolojik danışmanlık ve öğrenci koçluğu desteği almak için bana e-mail adresimden ulaşabilirsiniz: [email protected]