Oxford, yılın kelimesi olarak “brain rot” yani “beyin çürümesi” kelimesini seçti. Özellikle 15 yaş altı çocuklar olmak üzere aslında hepimizi ilgilendiren bu kelimenin seçilme nedenine gelin beraber bakalım.

Brain rot kelimesinin Türkçede henüz ortak birliğe varılmış bir karşılığı yok. Beyin çürümesi ifadesi şimdilik birebir çeviri olarak zihnimde duruyor. Ben de yazı boyunca bu şekilde kullanmaya devam edeceğim.

Dikkat süremizin Japon balığı seviyesine düştüğü söylemi artık sıkça duyduğumuz bir klişe haline geldi. Bir yerlerde “klişeler çok doğru oldukları için klişe olurlar” gibi bir söylem okumuştum. Nerede olduğunu hatırlayamasam da yazının içeriği aklımda kalmış, bu yüzden tavsiye edebilirim. Bu durum söylem, başta pazarlama olmak üzere, “goldfish effect” olarak isimlendirildi.

Peki, dikkat süremiz bu kadar kısayken sosyal mecralar nasıl oluyor da bizi saatlerce kendilerine bağlamayı başarıyorlar? Bu soruya biz faniler henüz yanıt veremesek de bir ordu kadar kalabalık şirketler bu soruya yanıt bulmuş gibi duruyor. Neyse ki biz bu duruma nedenler üzerinden değil, sonuçları üzerinden bakacağız. Sonuçlardan birisi de beyin çürümesi gibi bir kavramın hayatımıza girmesi.

Oxford Yılın Kelimesi çalışmasını da işte tam olarak bu yüzden seçmeye çalışıyor. Az laf çok iş diyerek “Arkadaşlar, bu yılın kelimesi brain rot” dedikten sonra kenara çekiliyor. Biz de çok laf yapanlardan olalım ve ne demek istediğine bakalım öncelikle. Yılın kelimesi ile Oxford bize “Burada bir şeyler oluyor, yükselen bir algı var ve bu durum da bu kavramla açıklanıyor. Bence buna bir bakman lazım.” demeye çalışıyor. Yılın kelimesi için beş farklı aday daha var ve onlar da oldukça isabetli tercihler. Yazının sonunda diğer yarışmacılara da kısaca değinebiliriz.

Algoritmalar (algoritma meselesini de aklımızda tutalım) insan zihnini bazı açılardan belirli bir seviyede tutmayı amaçlamaktadır. Bu seviye, sizin ona kitlenip kalabileceğiniz bir seviyedir. Bunu yapabilmek için algoritma, belki de her gün güncellenerek her geçen gün bu amacını daha yüksek seviyede gerçekleştirebilecek beceriye kavuşuyor. Muhtemelen şu an dünyada da bu algoritmanın neyi nasıl yaptığını detaylarıyla açıklayabilecek bir kimse yoktur, fakat bildiğimiz bir kısım var ki: siz bir konuyla ilgilenmeye başladığınızda, sizi o alanda dipsiz bir kuyuya doğru atar ve siz düşmeye devam edersiniz. Sosyal medyada temel yaklaşım bunun üzerine kuruludur. İnanmayan hiç alakası olmayan bir konuyla ilgileniyormuş gibi yapmaya başlayabilir ve bir hafta sonra bilinçli bir şekilde sosyal mecralarda gezmeye başladığında şok olabilir. Bir ordunun bunun için çalıştığından bahsetmiştik. Herkes işin başka bir yerinden yaklaşıyor ve gittikçe başarı oranı artan bir canavar yaratıyoruz adeta. “Social Dilemma” belgeseli bu konuyu uzun uzadıya ele alıyor.

Uzun süre kaydırdıktan sonra telefondan başınızı kaldırdığınızda hissettiğiniz sersemlik duygusu var ya, işte ona dikkat çekmeye çalışıyor yılın kelimesi.

Oxford Sözlük sitesinde brain rot kavramını şu şekilde açıklıyor:

“Beyin çürümesi, ‘özellikle önemsiz veya zorlayıcı olmayan olarak kabul edilen materyalin (günümüzde özellikle çevrimiçi içerik)’ aşırı tüketiminin bir sonucu olarak görülen, bir kişinin zihinsel veya entelektüel işleyişinin bozulması” olarak tanımlanır.”

Yetişkinler genelde bu durumu biraz sosyal medyayı azaltmam lazım diyerek kendilerine sınır koyarken, bazıları bunu da başaramayacağını düşünerek bir süreliğine uygulamaları telefonunda siliyor. Bir de ciddi anlamda bağımlılık emareleri gösteren yetişkinler var ki, onların da bazılarının artık destek alma zamanlarının geldiğini söylemek yanlış olmaz. Fakat konumuz bu yetişkinler değil.

Yetişkin kelimesi TDK’ye göre “Beden, ruh ve duygu bakımlarından olgunluğa erişmiş olan (kimse).” olarak belirtiliyor. Bu yüzden yetişkinliğin en büyük emarelerinden birisi olan “beyin gelişimi” konusuna değinmemiz gerekiyor maalesef. İnsan canlısının diğer canlılardan “Apex Predator- Süper Avcı” olarak ayrışmasını sağlayan en temel organ beyinken, insan yavrusunun da en acizlerden birisi olmasının temel sebebi de yine beyindir. İnsan beyin gelişimini tamamlamadan doğar ve doğumdan sonra da özellikle 0-3 yaş olmak üzere ergenliğin bitişine kadar hızla devam eder. Bu süreç dışarıdan gelen uyaranların hayatta en önemli olduğu süreçtir. Bu kısmı aklımızda tutalım. Ayrıca ilgilisine Sinan Canan’ın “Değişen Beynim” adlı kitabını öneririm. Hazır Sinan hocadan bahsetmişken yine aklımızda tutmamız gereken bir kısım: “beyin her zaman kolayı ister.” Buna da enerji tasarrufu ilkesi denir.

Birçoğumuzun içten içe yıllardır fark ettiği bana göre biraz da toplumca konuşmaktan kaçtığımız bir konu. Eğer çocuğunuz yoksa bunu anlamak zor olabilir. Ancak çocuğu olanlar ne demek istediğimi zaten biliyorlar. Aile görüşmelerinde kenarda elinde telefonla bir şeyler izleyen çocuk. Telefondan sesler geliyor, sonra çocuk telefonun sesini açınca kıs uyarıları geliyor ve telefonun sesi kıstırılıyor.

Bu çocuk kenarda ne izliyor? Aklınızda bir görüntü canlandığını düşünüyorum, çünkü fark ettiğim diğer bir şey de yetişkin insanlar sürekli ekrana doğru bir bakış atıyor, çocuklarla arasının iyi olduğunu düşünenler ise birkaç soru sormaya yelteniyor fakat çocuk genelde kilitlenmiş durumda ya da çok net bir şekilde o anda sizinle konuşmak istemediğini belli ediyor. Ekranda ise genelde “paint terk” diyebileceğimiz, rengarenk bir görüntü ve dinozor, araba, bir çocuk veya kısaca tek bir nesne üzerinde tekrarlayan bir müzik. Ne demek istediğimi anlatabildim sanırım.

Buraya kadar Brain rot’un ne olduğunu açıkladık, çocuklarda beyin gelişiminin öneminden kısaca bahsettik. Kısaca beynin ön kısmı olan frontal lobumuzun ne olduğuna değinelim. Temel motor beceriler (yürüme, uzanma), planlama, dikkati sürdürme, problem çözme becerisi, çıkarım yapma, duyguları anlamlandırma gibi fonksiyonlardan sorumludur. Şimdi dönüp hayatın içerisinde bu becerilerin ne kadar önemli olduğunu düşünmek isteyebilirsiniz, çünkü birazdan beyninin bu kısmı gelişmemiş insanlar hakkında konuşacağız.

Bu insanlar erişkin olmayanlar kümesine alabileceğimiz çocuklar. İnsan canlısı beyin gelişimini tamamlayamadan dünyaya geldiği için sonraki yıllarda dışarıda tamamlanmaktadır. Tam olarak bu yüzden çocuklar için rengarenk kitaplar alıyor, evi kartlarla dolduruyor, rengarenk boyalar ve sesli, tekrarlı hareketlere sahip oyuncaklar alıyor, bin bir çeşit uyaranla karşı karşıya kalmasını istiyoruz. Evet, doğru yaklaşım da bu. Buraya kadar hâlâ bir sorun yok. Oyuncakkısmı önemli, aklımızda tutalım.

Şimdi 2010 yılına geri dönüyoruz. iPad’in tanıtıldığı yıl. Aynı zamanda “gen alpha” olarak adlandırılan, özellikle Amerika’da İpad çocukları (oralarda Apple markası bu gibi şeylerin direkt karşılığı ‘uhu’ gibi bir şey galiba) olarak da kullanılan neslin ilk üyeleri dünyaya geliyor. Şimdiye kadar direkt olarak dijital dünyanın içine doğmuş ilk nesil. Z jenerasyonu için de benzer düşünceler olsa da onlar doğduğunda dünya henüz “dijital ya da sosyal” değildi. Bu yüzden Z kuşağı “ilk yerli nesil” olarak kabul edilmesine karşın, yine de ilk bilgi sayabilen cihazları genellikle evde duran, hantal, yavaş, imkanları kısıtlı (kime göre, neye göre) bir teknoloji kullanımının içerisinde çocukluk dönemlerini tamamladılar.

Alfa kuşağı üyeleri ise direkt olarak kaydırılan bir dünyaya girdiler. Bazı üst nesil aile büyükleri, torunlarının ne kadar zeki olduğunu, kendisinin bu yaşına rağmen kullanamadığı telefonun kilidini açıp video izleme faslına nasıl geçtiğini ballandıra ballandıra anlatıyorlardı. İşte o video açabilmeleri bugün yılın kelimesinin seçilmesindeki en büyük etken olarak karşımızda duruyor. Alfa kuşağının diğer kuşaklara göre en büyük farkı, gelişiminde öğretmen, aile ve yakın çevre haricinde başka bir unsurun daha eşlik etmesiydi.

Beyin gelişimi kısmında aklımızda tutmuştuk. Beyin gelişimi uyaran ile mümkündür ve elimizde beyin gelişimi özellikle frontal korteksi tam gelişmemiş, dürtüleriyle hareket eden, çok fazla seçeneği olmayan, kendini ifade etme becerisini henüz kazanamamış aciz bir canlı varsa ve eline bir telefon verip kaydırmasına izin verdiğimizde ne olur?

Algoritmanın sizin ilgilendiğiniz bir konuda mümkün olduğu kadar derinleşmesi üzerine kurulu olduğunu söylemiştik. Şimdi duymayı öğrenen bir beyin, duymanın ne demek olduğunu, gelen ses dalgalarını bırakın anlamlandırmayı, geldiğinde nasıl karşılaması gerektiğini bile bilmiyorsa, ihtiyacı nedir? Beynimizi dış dünyaya yavaş yavaş ısındıracak tekrarlı sesler. Yatağın üstünde dönerken tekrarlı ses çıkaran bir oyuncak güzel olurdu. Çocuğun eline telefonu verdiğimizde beynin ihtiyacı değişmiyor maalesef ve çocuk aynı şekilde tekrarlı seslerle duyma becerisini geliştirme yolunda en basitten başlıyor. İşte bu noktada beynin gelişim yöntemi ve algoritmanın içeride tutma taktikleri çakışmaya başlıyor. Enerji tasarrufu ilkesiyle de birleştiğinde aynı yerde tekrarlayan bir döngü başlıyor. Otizmli kişilerde de beynin bir döngü içerisinde çalıştığı bir yerden çıkan düşüncenin beynin içinde tekrarlı bir şekilde döndüğü beyin görüntülemelerinden biliniyor. Bu tekrarlı döngü de hayatımıza “ekran otizmi” adında bir kavramı halihazırda sokmuştu. Doktorların otizm olduğu konusunda kararsız kaldığı fakat çok yüksek oranda otizm belirtileri gösteren çocuklarla maalesef karşılaştım. Benim de az sayılmayacak sayıda otizm vakası görmeme rağmen -kendi içimde- bir karara varamadığım çocuklarla çalışmanın insana verdiği his de bu yazı üzerine bu kadar uğraşmamın sebeplerinden birisi olabilir.

Hayatın ilk yıllarında bir sürü uyarana maruz kalması gereken beyin bu şekilde belki de onlarca saat aynı uyarana maruz kalıyor. Ne olmasını beklememiz gerekir bu noktadan sonra? Bu kadar basit değil tabii ki. Çocuğunuzu ilk 3 yıl ekrandan uzak tutmayı başardınız; ancak ilerleyen yıllarda ekran kullanımını nasıl yöneteceksiniz? Bu konuda bir planınız var mı? Yetişkinlerin bile sıklıkla düştüğü bu tuzağa daha planlama yapabilecek o kısmı hâlâ gelişmeye devam eden 5-6 ya da 10 yaşında bir çocuk ne yapabilir ki? Bu yaşlar, beyin çürümesi denilen hikayenin somut olarak gözlemlendiği yaşlar. Artık konuşabilen ve belirli bir seviyede kendilerini ifade edebildikleri için biz de görebilir hale geliyoruz. Bir yerlerde bu çocuklar algoritmanın içine düşüyorlar. Siz ne kadar dikkatli olsanız da arkadaşları o kuyudaysa, bu sefer de sizin o kadar ekrandan koruyup kolladığınız çocuğunuz yine yaşına uygun olarak alması gereken sosyal uyaranlardan eksik kalması yetmemiş gibi bir de “tuhaf” anlamına gelebilecek etiketler içerisinde kalma riskiyle karşı karşıya kalıyor. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak deyimi buraya oturacaktır.

Beynin kolaya kaçması, uyaran ihtiyacı ve algoritma buluştuğu zaman oldukça ilginç sonuçlar ortaya çıkabiliyor. İçine biraz da kelime kapasitesi ekleyelim. Değişik bir karışım oldu değil mi? Bu iksire de “Skibidi toilet” diyelim. Bu kavramın yetişkinler için anlamlı seviyede fark edilmesi sanırım bu kanal ile birlikte oldu. Çocuklar değişik yerlerde bu kelimeleri kullanmaya başladı. Skibidi ne demek? Gerçekten bir anlamı yok. Ek bir açıklama, bütün bu anlattıklarım Amerika’da çok daha yoğun olarak gözlemlenen durumlar fakat ülkemizde de bu durum oldukça yaygın ve hızla yayılmaya devam ediyor.

Skibidi bu piramidin en başındaki ve en anlamsızı gibi görünüyor. Özellikle 2010 sonrasında doğanların içinde kabul edildiği bu grubun kendi arasında kullandığı birçok kelime var ve yetişkinler bu konudan çok uzaklar. Örnek verecek olursak: ohio, fanum tax, what the sigma, gyatt, rizzler, looksmaxxing, mewing, mogging, opp, bussin, gucci gibi… Bu kelimelerden kaçını biliyorsunuz?

Bu kelimelerin anlamları da o kadar hızlı girip çıkıyor ki, aynı viral videolar gibi. Mesela “sigma” kelimesi ilk başlarda sosyal mecraların ilk zamanları diyebileceğimiz dönemlerdeki “cix”, “cool” gibi sözcüklerini karşılarken “what the sigma” ise “ne sigma ama” gibi bir anlama gelecek şekilde bazen aşağılama, bazen de hâlâ “sigma” gibi orijinal halini koruyabiliyor.

Cix ve cool kelimelerini hatırlamamla birlikte, “ne güzel günlerdi, birbirimize üstadım, hocam diye hitap ederdik” demek isterdim ama ajan, panpa, moruk gibi kelimeler de bir zamanların en çok kullanılan hitap şekilleriydi.

Yeni kelime uydurmak ve bunu önceki nesillerin takip edememesi gayet doğal bir durumken, dijital çağ ile birlikte bu durum Justin Bieber, One Direction, BTS gibi bir akışta bütün dünyada çocukların özellikle dijital hareketlerinin anlaşılamayacağı yeni normal olarak kabul edilmişti. Bunlar o zamandan daha mı farklı?

Beyin çürümesi olarak anlatılan ifadeyi tekrar ele almaya kalkışacak olursak:

Beyin çürümesi, son zamanlarda dünyadaki birtakım gelişmelerden kaynaklı zihinsel esnekliğin azalması, düşünce yapısındaki bozukluklar, neden-sonuç döngüsünde zorlanma diyebileceğimiz bir süreçtir.

Ekran kullanımından ve özellikle kaydırma olarak adlandırılan sosyal mecraların aşırı kullanımı sonucu olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir.

İnsanlarda planlama ve kontrol etme gibi durumlardan sorumlu frontal lobun ancak ergenlik döneminin sonuna kadar geliştiği, bu sebeple de yaş ile ters orantılı olarak daha fazla etkilediği bilindiğinden dolayı bu duruma ayrıca bir önlem alınması gerekmektedir.

Mücahit Emin Türk

Diğer finalistlerden bahsedecektik, unutmuşum. Brain rot’un yarışmış olduğu diğer kelimeler: “dynamic pricing”, “lore”, “romantasy”, “slop” ve “demure.”

Bunların da ne olduklarına tek tek baktım ve dünyada gerçekleşen trendleri anlamak ve anlatmak için ne kadar etkili olduğuna bir kere daha şaşırdım. Özellikle “slop” kelimesi de bana göre ikinci olarak listeye eklenebilirdi. Okuduktan sonra bana yazı hakkındaki düşüncelerinizi ve sizce sıralama nasıl olabilirdi yazabilirsiniz. ([email protected])

Bu kavramlar üzerine yeterince bilgi araştırma yapmadığım için yazmakta zorlandım ve ChatGPT’ye açıklamasını istedim. Buradan sonraki kısım için, #yapayzeka

Aşağıda listelenen kavramların her biri, dilin güncel kullanımında veya toplumsal, ekonomik, kültürel eğilimlerde önemli bir yer tutarak yılın sözcükleri arasına girmeye aday gösterilmiştir. Bu tür seçimlerde genellikle ilgili yıl içinde kavramın popülerliği, medya kullanım sıklığı, toplumsal tartışmalardaki rolü ve yeni ya da güncel fenomenleri ifade etme gücü etkili olmaktadır. İşte bahsi geçen terimlerin anlamları ve neden “Yılın Kelimesi” seçiminde öne çıktıklarına dair açıklamalar:

  1. Dynamic pricing
    Anlamı: “Dinamik fiyatlandırma” olarak Türkçeye çevrilebilecek bu kavram, ürün veya hizmet fiyatlarının arz, talep, rekabet koşulları, zaman veya müşteri profiline göre anlık olarak değiştirildiği bir pazarlama stratejisidir. Örneğin uçak biletlerinin, otel fiyatlarının veya çevrimiçi satış platformlarındaki ürün maliyetlerinin sürekli değişmesi buna bir örnektir.
    Neden öne çıktı? E-ticaretin ve veri odaklı pazarlama stratejilerinin yükselişi, tüketicilerin her gün değişen fiyatlarla karşılaşmasına neden oluyor. Bu yeni ekonomik dinamik, tüketicilerde şeffaflık, hakkaniyet ve fırsatçılık konularında tartışma yarattığı için dilde de daha çok yer edinmeye başladı.
  2. Lore
    Anlamı: “Lore,” bir evrenin, hikayenin veya kurgusal dünyanın içinde barındırdığı mitoloji, tarih, karakter geçmişleri ve kültürel öğelerin bütünü anlamına gelir. Özellikle oyun, film, dizi ve edebiyat alanında bir eserin derinliğini ve zenginliğini oluşturan altyapıyı tanımlar.
    Neden öne çıktı? Popüler kültür ürünlerinin çoğalması, hayran topluluklarının bu kurgusal evrenleri ayrıntılı biçimde keşfetme isteğini artırdı. “Lore” sözcüğü, hem hayran topluluklarında hem de genel popüler kültür söyleminde çok daha yaygın hale geldi. Bu da kelimenin kullanımının artmasına ve dikkat çekici bir hal almasına yol açtı.
  3. Romantasy
    Anlamı: “Romance” (romantizm) ve “fantasy” (fantezi) kelimelerinin birleşiminden oluşan bu terim, fantastik unsurlarla örülmüş bir romantik hikâye türünü ifade eder.
    Neden öne çıktı? Edebiyatta, sinemada ve dizilerde türler arası geçişler ve harmanlamalar son yıllarda yükselişte. Özellikle genç yetişkin edebiyatı ve dizi platformlarında romantizm ile fantezinin harmanlandığı hikâyeler büyük ilgi görüyor. Bu popülerlik, “romantasy” kavramının dilde yerleşmesini ve yılın trend sözcükleri arasına girmesini desteklemiştir.
  4. Slop
    Anlamı: İngilizce argo kullanımdaki “slop,” kalitesiz, özensiz veya değersiz içerik, yemek ya da ürün anlamına gelebilir. İnternet kültüründe sıklıkla “düşük kaliteli, çöp içerik” olarak kullanılır.
    Neden öne çıktı? İçerik üretiminin sosyal medyayla patlama yapması, bilgi kirliliğini ve niteliksiz içeriklerin yaygınlaşmasını beraberinde getirdi. İnsanlar giderek değersiz, hızlı tüketilen ve kalıcılığı olmayan içerikleri “slop” olarak adlandırarak bu durumu eleştirmeye başladılar. Bu eleştirel yaklaşım, kelimenin kullanımını artırdı.
  5. Demure
    Anlamı: “Demure,” “utangaç, çekingen, ağırbaşlı, mütevazı” anlamında kullanılan bir sıfattır. Karakter veya giyim tarzı açısından gösterişsiz, sade ve sessiz bir davranışı ifade eder.
    Neden öne çıktı? “demure,” özellikle son dönemlerde toplumun bazı kesimlerinde daha az abartılı, daha sade ve samimi bir tavrın değer kazandığına işaret ediyor. Toplumsal normlar, cinsiyet rolleri, moda, davranışsal etik ve medya temsilindeki değişimler de bu tür kavramların dikkat çekmesini sağlıyor. Bu terim, abartılı ve yüksek sesli kültürel söylemlerin aksine, daha dingin ve mütevazı bir tavrın dilde ifadesi olduğu için önemli görülmüştür.

Özetle, bu kavramlar içinde bulunduğumuz dönemin sosyal, kültürel, ekonomik ve teknolojik dinamiklerini yansıttığı, popüler tartışmalara ışık tuttuğu veya yeni trendleri ifade ettiği için yılın kelimeleri arasında öne çıkmaya değer görülmüşlerdir.

Kaynaklar:

  1. What is “Brain Rot,” and What Does it Suggest about Social Media Habits?
  2. ‘Brain rot’ named Oxford Word of the Year 2024
  3. Oxford’s Word of the Year Is ‘Brain Rot’ – The New York Times
  4. Why Brain Rot Will Doom Gen Alpha
  5. The Dark Future of Brain Ro Generation

Mücahit Emin Türk
Yeditepe Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik mezunuyum. Sosyal Psikoloji, Nöropsikoloji ve gelişim bozuklukları üzerine yazıp okumak asıl ilgi alanlarım olsa da bir dünya canlısı olarak bunların dışında da ilgilendiğim şeyler var.

CEVAP VER

Yorum yapmak isteyebilirsiniz.
Lütfen isminizi buraya giriniz