Toplumsallaşma, içinde yaşadığımız toplumun normlarını, değerlerini, inançlarını ve davranışlarını yaşam boyu öğrenme ve bunlara uyum sağlama sürecini ifade eder. Başkalarıyla etkili bir şekilde etkileşim kurmamızı, sosyal ipuçlarını anlamamızı ve bunlara uygun şekilde yanıt vermemizi ve bir kimlik ve aidiyet duygusu geliştirmemizi sağlayan sosyal becerilerin ve kültürel bilginin edinilmesini içerir.
Toplumsallaşma çocuklukta başlar ve hayatımız boyunca devam eder. Ebeveynler ve bakıcılar çocuklara nasıl davranacaklarını, iletişim kuracaklarını ve başkalarıyla nasıl etkileşime gireceklerini öğrettiklerinden, aile tipik olarak sosyalleşmenin ilk ve en etkili aracıdır. Diğer sosyalleşme aracıları arasında akranlar, okullar, dini kurumlar ve medya yer alır.
Toplumsallaşma ruh sağlığımız ve refahımız üzerinde önemli bir etkisi olabilir. Bireyler etkili bir şekilde sosyalleştiklerinde, başkalarıyla olumlu ilişkiler kurabilir, sosyal durumları ve çatışmaları daha iyi yönetebilir ve yaşamda bir amaç ve yön duygusu geliştirebilirler. Bununla birlikte, sosyalleşme eksik veya etkisiz olduğunda, bireyler izolasyon, yalnızlık ve sosyal kaygı duygularıyla mücadele edebilirler.
Ayrıca bakınız: Sosyal öğrenme teorisi, Sosyal kimlik teorisi.