ebeveynlik stilleri nedir?

Ebeveynliğe dair birçok noktada olduğu gibi ebeveynlik stilleri de çocukların kişilik gelişimini şekillendirmede önemli bir rol oynar. Farklı ebeveynlik stilleri, çocuğun benlik saygısı, özgüveni, sosyal beceri ve genel psikolojik gelişimi de dahil olmak üzere kişiliği üzerinde çeşitli etkilere sahip olabilir. Bu yazıda da farklı ebeveynlik stillerini ve bunların kişilik gelişimi üzerindeki muhtemel etkilerini inceleyecek, uyumlanarak ve destekleyici ebeveynlik yoluyla sağlıklı kişilik gelişimini teşvik etmeye yönelik ipuçları sunmaya çalışacağız. Ayrıca bakımverenlerin çocuğun kişilik gelişimini şekillendirme ve desteklemedeki rolünü de ele almaya çalışacağız. Ebeveynlik stillerinin kişilik gelişimi üzerindeki etkisini anlamanın, ebeveynlerin ve bakım verenlerin, çocukların büyüme ve gelişimini en iyi şekilde nasıl destekleyecekleri ve geliştirecekleri konusunda bilinçli kararlar almalarına yardımcı olabileceğine inanıyoruz. Bu sebeple bu konuda genel bir bilgi sahibi olmanıza yardımcı olmaya çalışırken daha detaylı bilgi sahibi olmanın da çocuğun gelişimi ve geleceği üzerinde önemli etkileri olduğunu da hatırlatmak istiyoruz.

Ebeveynlik biçimlerinin kişilik gelişimindeki etkisi nedir?

Ebeveynlik stilleri, ebeveynlerin veya bakım verenlerin çocuklarına karşı sergiledikleri davranış ve tutumları genel anlamda ifade eder. Bu davranış ve tutumlar, çocuğun inançlarını, değerlerini ve davranışlarını şekillendirmeye yardımcı olduğu için çocuğun kişilik gelişimi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilmektedir. Baumrind’in ebeveynlik stilleri dört ana başlık altında incelenmektedir: yetkin, otoriter, izin verici ve ihmalkar. Bu tarzların her birinin kendine has özellikleri vardır ve çocuğun kişilik gelişimi üzerinde farklı etkileri olabilir.

Yetkin beveynlik kavramı yakınlık ve denetimin aynı anda önemli olduğu bir tutumu tarif etmek için kullanılır. Ebeveynler net kurallar ve beklentiler belirler, ancak aynı zamanda çocukların kendilerini değerli ve desteklenmiş hissetmelerini sağlayarak belirlenen kuralları müzakere ve tartışmaya da açık olarak kabul etmektedirler. Bu yaklaşım genellikle çocuklarda yüksek öz saygı, bağımsızlık ve sosyal beceriler gibi olumlu sonuçlarla ilişkilendirilir. Bir örnekle ilerleyecek olursak, yetkin ebeveynler uyku konusunda net bir kural belirlerler ve çocukları bazı günler daha geç yatmak istediğinde ortada makul bir gerekçe olup olmadığını beraber tartıp kuralın tutarlılığını takip ederler. 

Reklam

Otoriter ebeveynlik kavramı, ebeveynin yüksek oranda denetim hissettirirken yakınlığı denetim kadar göstermediği bir tutum anlamına gelir. Ebeveynler katı kurallar koyar, müzakere veya tartışmaya izin vermeden itaat bekler. Bu yaklaşım çocuklarda düşük öz güven, zayıf sosyal beceriler ve bağımsızlık eksikliği gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Az önceki örnek üzerinden inceleyecek olursak, otoriter ebeveynler de bir uyku saati belirlerler ancak çocuklarının bazı günler farklı ihtiyaçları sebebiyle geç yatmak isteyebileceklerini (mesela misafire gelen bir kuzen, izlenen keyifli bir film vb.) kabul etmez, hatta bazen ihtiyacın anlatılmasına alan açmayıp dinlemeyebilirler. 

İzin verici ebeveynlik kavramı, çocukla yüksek seviyelerde yakınlık kurulurken, ihtiyaç duyulan denetimin sağlanmadığı bir tutumu anlatmaktadır. Ebeveynler oldukça sıcak, ilgili olmakla birlikte çocuklara çok fazla özgürlük ve özerklik tanırlar. Bu yaklaşım, yaşına göre daha az gelişmiş ve daha az özdenetimli çocuklara yol açabilir; çocukların önemli yaşam becerileri ve bağımsızlık geliştirmelerine yardımcı olmak için yeterli yapı veya rehberlik sağlayamayabilir. Yine yukarıdaki örnek üzerinden ele aldığımızda, izin verici ebeveynler bir uyku saati belirlemiş olsalar da çocuklarının kendi istedikleri saatte yatması konusunda daha kabullenicidir ve çocuğun kendini düzenlemesi için ihtiyaç duyduğu yetişkin desteğini esnetebilirler. Yani ekstra bir duruma ihtiyaç duymadan çocuk bugün erken yatmak istemediği için yatmayabilir.

İhmalkar ebeveynlik kavramı, ebeveynlerin çocuklarına çok az rehberlik veya destek sağladığı, buna ek olarak yakınlık ve denetimin de gösterilmediği bir tutumu ifade eder. Bu yaklaşım tarzı, çocukların kendilerini desteksiz hissetmelerine neden olacağından çocuğun kişilik gelişimi ve genel refahı üzerinde ciddi olumsuz etkileri olabilir. Uyku örneğinden ilerlersek, ihmalkar ebeveynler çocuklarına uyku rutini, düzenli uyku gibi konularda gerekli rehberliği başından bu yana sağlamamış ve ev düzeni içerisinde bu akışı takip etmiyor olabilirler. 

Ebeveynlik tarzlarının sabit olmadığını ve zaman içinde değişebileceğini unutmamak önemlidir. Çocuklar yetişkinlere göre çok daha sık gelişim aşamalarından geçerler ve hepsinde ebeveynler de bir şekilde bazı güncellemelere gitmek durumunda kalırlar. Ebeveynler ve bakım verenler de çocuklarının ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak ve sağlıklı kişilik gelişimini desteklemek için kendilerini geliştirebilir ve anne babalık pratiklerini değiştirebilirler. Örneğin, okula başlayan bir çocuk için yukarıda bahsettiğimiz kural ve düzenlerde birtakım değişikliklere gidilmesi gerektiği aşikardır. Bu noktada ebeveynler ve bakımverenlerin sadece ihtiyaç oldukça duruma göre değişikliklere gitmesi bir noktadan sonra bütün düzeni takip edilemez hale getirecektir. Bu sebeple gerçekleşen bu değişikliklerde ebeveynlerde oturup koydukları kuralları ve verecekleri desteği sürecin en başında belirlerse, hem kendileri hem de çocukları için çok daha uyum sağlanabilir olacaktır.

Bir çocuğun bireysel ihtiyaçlarını ve kişiliğini anlamanın ve bunlara uyum sağlamanın önemi nedir?

Ebeveynlerin ve bakım verenlerin kendi ebeveynlik tarzlarının ve bunun çocuğun kişilik gelişimi üzerindeki potansiyel etkilerinin farkında olmaları önemli olmakla birlikte, her çocuğun bireysel ihtiyaçlarını ve kişiliğini göz önünde bulundurmak da çok önemlidir. Her çocuk biriciktir ve her birinin farklı bir ebeveynlik tarzı söz konusu olduğunda farklı ihtiyaçları ve tercihleri olabileceğini göz önünde bulundurmak gerekir. Yaklaşımları genel kategorilerde değerlendirebiliriz fakat bu farklılıkları göz ardı etmek doğru bir yaklaşım olmayacaktır.

Örneğin, daha hassas olan bir çocuk daha koruyucu ve destekleyici bir ebeveynlik tarzından faydalanabilirken, daha bağımsız olan bir çocuk özerklik ve bağımsızlığa daha fazla alan açan bir yaklaşım karşısında kendini daha iyi hissedebilir. Ebeveynlerin ve bakım verenlerin çocuklarının ihtiyaçlarına dikkat etmeleri ve sağlıklı kişilik gelişimini teşvik etmek için ebeveynlik stillerini çocuklardan aldıkları örtük veya açık mesajlara göre uyarlamaları ve çocuklarıyla uyumlanmaları önemlidir.

Ayrıca, kişilik gelişiminin genetik, çevre ve deneyimler dahil olmak üzere birçok faktörden etkilenen dinamik ve devam eden bir süreç olduğunu akılda tutmak gerekir. Çocuklar büyüyüp geliştikçe, ihtiyaçları ve kişilikleri değişebilir bu sebeple ebeveynlerin ve bakım verenlerin bu değişen ihtiyaçları karşılamak için ebeveynlik tarzlarını uyarlamaya açık olmaları önemlidir.

Uyumlanan ve destekleyici ebeveynlik yoluyla sağlıklı kişilik gelişimini teşvik etmek için neler yapmak gerekir?

Ebeveynlerin ve bakım verenlerin, uyumlu ve geliştirici ebeveynlik yoluyla çocuklarında sağlıklı kişilik gelişimini desteklemelerinin çeşitli yolları vardır:

  • Net kurallar ve beklentiler belirleyin: Çocuğunuzun yaşamındaki kuralları ve sizin beklentilerinizi biliyor olması, kendilerini daha güvende hissetmelerine yardımcı olabilir ve onlara bir yapı ve istikrar duygusu sağlayabilir. Sınırlar hakkında daha detaylı okuma yapmak için linteki yazıyı okuyabilirsiniz.
  • Sevgi ve şefkatinizi gösterin: İçinizdeki taşıdığınız sevgi, davranış ve tutumlarınıza yansıdığında çocuklar kendilerini sevilmiş ve desteklenmiş hissedebilir ve bu da sağlıklı kişilik gelişimini destekleyebilir.
  • Bağımsızlığı teşvik edin: Çocukların kendi kararlarını vermelerine izin vermek ve bağımsızlıklarını teşvik etmek, özgüven ve özsaygı geliştirmelerine yardımcı olabilir.
  • Açık iletişim konusunda cesaretlendirin: Çocuklarla açık ve dürüst iletişimi önemsediğinizi onlara da ifade etmeniz, söylediklerinin sizin tarafınızdan duyulduğunu ve kendilerine değer verildiğini hissetmelerini sağlar. Ebeveynler ve bakım verenler olarak sizlerin de çocuklarınızla ilişkinizi geliştirecektir ve kişiliklerine dair daha kapsamlı bir anlayışa sahip olmanıza yardımcı olacaktır.
  • Tutarlı, güven veren bir tutumda olun: Çocukların her koşulda yanlarında olduğunuzu bilmesi, güvenlik ve istikrar duygusunu geliştirir, bu da sağlıklı kişilik gelişimi için önemli bir gereksinimdir. Bugün doğru olanın yarın yanlış olarak söylenmesi ya da tersi bir durum olması da çocukların hayat düzeni içerisinde karışıklıklara yol açacaktır. Bu sebeple bugünün, yarının, annenin, babanın, dedenin ve diğer aile büyüklerinin doğruları en azından birbirine yakın olmalıdır.
Yukarıda yazılanlara dair en önemli dipnot, yazının da içinde belirttiğimiz gibi her çocuğun eşsiz yani biricik olduğunu, bu sebeple hem ihtiyaçlarının hem de bu ihtiyaçlarının karşılanma şeklinin farklı olabileceğini unutmayalım. Dolayısıyla genel anlamda kategorize edilmiş ebeveyn tutumlarını aynı kategoride değerlendirebilmek için bile farklı bir şekilde yaklaşım ile ortaya çıkması gerektiğini unutmayalım.