Belli bir yaşa geldikten sonra iş ortamının dışında sosyalleşme alan ve zamanının azaldığının hepimiz farkındayızdır. Bu yaştan sonra yeni arkadaş ortamının pek de mümkün olmayacağını varsayarak yalnızlığı kabulleniriz. Veya alışkanlık haline gelen arkadaşlıkları sürdürmekle yetiniriz.
Peki, niçin yeni bir arkadaşlık kurmak bize artık çok zor geliyor? Dahası bunu değiştirmek için ne yapabiliriz?
Yeni Arkadaşlıklar Kurmak Zor, Çünkü…
- Herkesin kendi sabit arkadaş gruplarını kurduğunu düşünüyoruz. Bu inanç genel gözlemlerimize dayanır. Arkadaşlarıyla ne kadar eğlendiklerine dair sosyal medyada paylaştıkları fotoğraflara bakarak arkadaş olmak istediğimiz gruba ve kişiye yaklaşamayacağımızı düşünürüz. Hâlbuki arkadaşlıkların çoğu -özellikle sosyal medyada gördüklerimiz- gündelik hayatın boşluğunu dolduran yüzeyseldir ilişkilerden ibaret. Arkadaş sayınızdan bağımsız olarak hepimizin şikâyeti daha derin ve yakın arkadaşlıklar kuramamak değil mi?
- Reddedilmekten korkuyoruz. Biriyle arkadaşlık kurmak için ilk adımı attığınızı hayal ettiğimizde vazgeçmemize neden olan genelde bu kaygıdır. Arkadaşlık kurma girişimimizin reddedilmesini kişisel olarak algılarız ve spekülatif yorumlarla nedenini açıklamaya çalışırız. Kendi değerimizi sorgular ve anlamsız bir acı hissederiz. Ancak, bu reddedilme durumu çoğu zaman bizimle alakalı değildir. Belki o kişi çok yoğundur, yeni bir arkadaşa hazır değildir ya da geçmişten bir yarası vardır, bilemezsiniz. O yüzden reddedilme ihtimalini daima sürecin doğal bir parçası olarak kabul etmek en sağlıklı yaklaşım olacaktır. Tabi yeni arkadaşlıklar kurmak sizin için önemliyse.
- Kim olduğumuzu sergilemek risklidir. Arkadaşlık kurmanın zaman ve çaba gerektirmesi bir yana en zorlayıcı yönü belki de budur. Çünkü kendiniz olmak, bazı zayıf yönlerinizi açmak veya sırlarınızı paylaşmak arkadaş edinmenin temel bileşenleridir. En yakın arkadaşlarınıza bakın mesela, bunu hemen fark edeceksiniz. Yanlarında en doğal/gerçek haliniz olabiliyorsunuz, değil mi? Mevcut arkadaşlıklarınızı tersine mühendislik yaparak inceleyin. Göreceksiniz ki yeni arkadaşlar edinmek için kim olduğunuzu göstermek şart.
Yeni Bir Arkadaş Edinmek için Kendini Göstermek
Yapılan bir araştırmanın sonucunda, arkadaşlık kurmanın şansa dayalı olduğuna inanmanın yalnızlıkla daha fazla ilişkili olduğunu buluyorlar. Aynı zamanda, arkadaşlığın çaba gerektirdiğine inanmak ile daha az yalnızlık arasında bir ilişki olduğunu da gözlemliyorlar. Yani, yeni arkadaşlıklar çaba istiyor, işi sansa bıraktığımızda ise yalnızlığa gömülüyoruz. Gerçekten de arkadaşlıkları emekle oluşturan kişiler karşılıklı olarak bu ilişkiyi inşa ediyorlar. Arkadaşlıktaki kişisel payımızı reddettiğimiz zaman kendini gerçekleştiren bir kehanet ortaya çıkıyor. Sonuç olarak, gerçekten de arkadaş edinemiyoruz.
Kendimizi sosyal ortamların pasif bir nesnesi olarak gördüğümüzde, başkalarının bizimle temasa geçmesini bekleyip topu karşı tarafa atarız. Ancak, kendimizi gösterip sosyal ilişkilerimizi -gerekiyorsa- baştan kurmanın sorumluluğunu üstlenmeliyiz. Böylece kontrolün bizde olduğunu tekrardan hissedebiliriz.
Araştırmacılar başka bir çalışmada, öğrencilerin sınıflarının sosyal ortamını nasıl algıladıklarını inceliyorlar. Aynı sınıftaki öğrencilerin bir kısmı ortamı gayet arkadaş canlısı buluyorlar. Diğerleri ise tam tersi sınıfın olumsuz bir havası olduğunu düşünüyorlar. Anlaşılıyor ki, bu öğrencilerin sınıfı arkadaş canlısı bulmalarını nedeni sınıfa arkadaşça yaklaşıyor olmaları. Diğer grup ise kendilerini izole etmelerine akılcı bir neden üretmek adına sınıfın ortamının soğuk olduğuna inanmak istiyorlar. Olumsuz inançlarımız bizi yalnızlaştırıyor.