Doğdukları andan itibaren attıkları hemen hemen her adımda eşlikçisi olduğunuz çocuklarınız, okul çağıyla beraber sizden ayrı bir alanda bireyleşmeye ilk adımlarını atıyorlar. Hayatın her alanında irili ufaklı bir sürü problem yaşıyoruz, çözüyoruz, çözülmesi için uğraşlar veriyoruz. Sizler de çocuklarla beraber, büyürken karşılaşılan problemlerin nasıl çözüleceği üzerine ebeveyn gözüyle yeniden düşünüyorsunuz. Yaşanılan bu problem anlarında çocuklarınızın yanında olamıyorsunuz, aslında olmanız da gerekmiyor. Tıpkı bedenleriyle ilgili geliştirdikleri kaşık tutma, yürüme becerilerinde olduğu gibi, problem çözme becerisi de yaparak yaşayarak öğrenecekleri ve bu süreçte ebeveynlerinin rehberliğine ihtiyaç duydukları bir alan.  Çocuklar sizinle yakın temasta geçirdikleri yıllarda,  yaşanan problemleri nasıl çözeceklerine dair yetiştikleri aile kültürü içerisinde bilgi sahibi oluyorlar. Okul ve diğer sosyal alanlar, evdeki pratiği yeni bir ortamda uygulamaya dökmelerini hatta yeni durumlara karşı geliştirmelerini gereken pek çok deneyimle dolu. Bazen denedikleri yollarla karşılaştıkları sorunları çözemedikleri zamanlar da olacak ve böyle anlarda anne baba olarak, akşamları eve geldiğinde çok üzgün bir şekilde anlattığı sorundan muzdarip görünen çocuğunuza karşı aksiyon almadan, dinleyen ve sadece rehberlik eden bir yerde kalmak muhakkak zorlayıcı.

Peki bu zorlayıcı hissi de içimizde tutarak problem çözme becerisi yüksek çocuklar yetiştirmek için neler yapmak gerekir?

Öncelikle çocuğunuza güvenmeli ve bir adım geride durarak ona alan açmalısınız.


-Bir problemi çözmeye girişmek için bir çocuğun öncelikle kendine güvenebilmesi gerekir. Kendine güven duygusu, bakımverenlerin çocuğa daha ilk denemelerinden itibaren güvenmesiyle ve olumlu geri bildirimlerimleriyle beslemesiyle gelişir. Anne ve babasından aldığı teşvikle büyüyen bir çocuk, karşısına bir problem çıktığında, o problemle ilk kez karşılaşıyor olsa bile daha atılgan davranabilecektir. 

-Çocuğun karşısındaki probleme karşı çözüm yolunda bir adım atması için öncelikle o problemi çözmesi gereken kişinin kendisi olduğunu içselleştirmesi gerekir. Bunu sağlamanın yolu küçük yaşlardan itibaren kendine dair sorumlulukları olduğunu bilmesinden geçiyor. Örneğin; bir türlü ayağına girmeyen bir ayakkabı karşısında çabalamaya devam edebilmek için ayakkabı giyme işini yapabileceğini ve yapması gerektiğini çocuğa hatırlatan bir yerde durmak gerekir.

-Bazen bu içselleştirme yaşanır ancak çocuğunuz tıkandığı pek çok anda size geliyor olabilir. Çocuğunuzun sizden destek istemeye geldiği zamanlarda problemi onun yerine çözerseniz, öğrenme fırsatını kaçırmış olursunuz. “Sence neden olmadı?” “Neler denedin bunu çözmek için?” “Neyi farklı yapabilirdin?” sorularını karşılaştığı problemi yeniden ele almak için her seferinde sormanız çok kıymetli. Belki yaptığınız dışarıdan bakan biri için uzayıp giden bir konuşma gibi görünse de, aslında gelişmekte olan muhakeme ve planlama becerilerini pratik etmesi için öğretici “durma” anları oluşturmuş oluyorsunuz. Hatta okuma yazma ile beraber bütün bu süreci yazılı hale dahi getirebilirsiniz. Belki kaybolan bir çalışma kağıdı için bu kadar prodüksiyon kurmak kulağa gülünç gelecek ama orada kurduğunuz ortam çocuklarda problem senaryosuna karşı hangi adımları izleyebileceğini gösteren bir referans noktası olacaktır. Çocuklar, bu referans noktalarını kullanıp, kendi problemlerini çözebildikçe kendilerine inanmalarını sağlayan ve özgüven depolarına atacakları deneyimler elde ederler.

Reklam

-Problemleri çocuğun yerine çözmek deneyim elde etmelerinin önünde bir engel olmanın yanında çocuğa dair güvenimizle ilgili de olumsuz bir mesaj iletir. Kendi problemleriyle zorlanması ve yeri geldiğinde hayal kırıklığı yaşamasına müsade etmediğimizde  istemesek de “Bunu çözebileceğine emin değilim, bunu senin için ben yapmalıyım.” demiş oluruz ve bu durum çocuğun kendi yeterliliğine inanmasına engel olur. 

-Çocuğunuz size bir problem senaryosuyla geldiğinde ona sakin bir eşlikçi olmanız da çok önemli.  “Hayatta problemler vardır ve çözülebilir.” hissini alabilmeleri ve sürece güvenebilmeleri için çocuklara sakin kalabilen ve adım atmak için teşvik eden bakımverenler olarak eşlik etmek gerekir. Çocuklar halihazırda duygularını düzenlemekte, kendilerini sakinleştirmekte  zorlandıkları için çözülmeyen bir problemi bize kıyasla daha yoğun bir stres faktörü olarak yaşarlar. Böyle durumlarda onları regüle etme sorumluluğu da biz yetişkinlere düşmektedir. Aksi durumda, çocuğun problemi karşısında panikleyen bir yetişkin olduğunda, çocuklar fevriliği modelleyebilir ya da bu gerginliği tolere edemedikleri için problemlerini aktarmamayı tercih edebilirler. 

Sorunlarını onun yerine çözmeyeceğinizi ama düştüğünde kaldırmak için orada beklediğinizi hissetmesini sağlamalısınız.  

-Sorunları çocuğun yerine çözmemek, çocuğu boyunu aşan problemlerle yalnız bırakmak anlamına da gelmemelidir. Çocuğunuz size çözemediğini düşündüğü bir problemle geldiğinde öncelikle onu dikkatle dinlemek ve dinlediğinizi ona basit bir dille özetleyerek zihnini temize çekmeniz onun içindeki karmaşayı da yatıştıracaktır. Eğer çocuğunuzun bir süredir gözlediğiniz bir problemi var ancak size anlatmıyorsa, yaşadığı zorluğun farkında olduğunuzu ve yardım etmek için orada hazır olduğunuzu hatırlatmalısınız. 

-Bazen işlerin yolunda gitmediğini ve sakinlikle çözüm yollarını denemesi gerektiğini ve eğer çözmekte zorlanırsa her zaman bir yetişkinden destek isteyebileceğini bilmeleri çok önemli. Hem yetişkinler hem de çocuklar olarak, karşılaşılan zorluk karşısında kendimizi çaresiz ve elimizden hiçbir şey gelmez halde bulmak bir problemi travmatize bir hadiseye çeviren ana etmendir. İlkel beynimiz bir tehditle karşılaştığında mücadeleye işaret eden savaş-kaç tepkilerini değil de “don” tepkisini verirse, yani hiçbir şey yapmamayı seçersek, olayın gerginliğinin içimizdeki etkisi sürmeye devam eder. Bu sebeple çocukların her zaman bir çıkış yolu olduğunu hissetmeleri, çocukluğun bir büyüme yolculuğu olduğunu, her şeyi tek başına yapmamaları gerektiğini hatta yapamayacaklarını, ebeveynler, bakımverenler, öğretmenler (büyük çerçevede yetişkinler) olarak onlara yardım etmenin sorumluluğumuz olduğunu bilmeleri çok büyük bir rahatlama sağlayacaktır.