Hedeflerinizi belirleyin ve artık onları kontrol etme çabasını bırakın. Çünkü hedefler gelecekte birçok davranışın birikerek gerçekleşmesini umduğumuz ve üzerine tik atılabileceğimiz bir sonuçtan ibaret.

          Hedeflerin gerçeğe dönüşmesi için ise artık hayalini kurduğumuz sonuca değil, bizi oraya götürecek sürece odaklanmamız gerekir. Çünkü uzakta bir yerlerde gerçekleşmeyi bekleyen hedeflerimizi değil yalnızca onlara ulaşmak için ortaya koyacağımız şu anki davranışlarımızı kontrol edebiliriz.

1) Şimdi Yapabileceğiniz Davranışlara Odaklanın

          Kilo vermek yetişkin iş hayatının getirdiği hareketsizlikten dolayı en sık koyduğumuz hedeflerden biri olabilir. Eğer önümüzdeki 3 ayda 10 kilo vermeyi hedef koyar ve sadece ona odaklanırsanız hedefe ulaşmak oldukça zorlaşır. Bu hedefi başarmanın temel yolu kontrol edebileceğiniz şimdiki davranışlara odaklanmaktır. Ne kadar ve ne yiyeceğinizi ya da ne sıklıkta spor yapacağınızı kontrol edebilirsiniz. Bu yüzden hedef belirledikten sonra kendinize şu soruyu sormanız gerekir: “Bu hedefe yaklaşmak için şu an ne yapmak istiyorum?”

Reklam

          Girişimci müzisyen ve yazar olan Derek Sivers, hedef belirlemeyle alakalı yaklaşımını şöyle dile getiriyor: “Şimdiki eylemlerinizi değiştirmiyorsa o hedefi belirlerken bir hata yapıyorsunuz demektir”. Şu ana odaklanmayan hedefleriniz kısa vadede bizi iyi hissettirse de uzun vadede işlevsiz alışkanlıklarınızı sürdürmenize sebep olacağı için özsaygınızı zedeleyebilir. Ancak belirlediğiniz hedefe yaklaştıran en kısa vadeli davranış üzerine düşünmek size yol gösterebilir.

2) Küçük Davranışsal Hedefler Belirleyin

          Hedeflerinizi şekillendirdikten sonra artık işe koyulacak davranışlar serisi sizi bekliyor olmalıdır. Bu yüzden hedefi fazla ideal ve çok uzun vadeli boyuttan çıkarıp mini davranışsal hedeflere bölmek gerekir. Aksi takdirde, belirlediğiniz hedefin engin bir okyanusta ufkun arkasındaki hayali bir adaya ulaşmayı ummaktan farkı kalmayabilir. Önünüze görebileceğiniz bir ada parçası koyarak yola devam edebilirsiniz.

          Çocuklar üzerinde yapılan bir araştırma, hedefler doğrultusunda kullandığımız dilin bile farklılık yaratabileceğini göstermiş. Çocuklara “bilim insanı olmak” yerine “bilimle uğraşmak” öğretildiğinde onların bilimsel çalışmalar yürütmeye daha yatkın oldukları gözlemlenmiş. Çünkü bilim insanı olmak uzak bir idealken, bilimsel bir deney hemen şimdi yapabilecekleri küçük boyutta davranışsal bir hedeftir. Anaokulu öğrencileri bile, ulaşılması zor/uzak bir hedef değil de şu an yapabilecekleri somut ve küçük bir adım olarak sunulduğunda bilimle daha fazla ilgilenmeye başlamışlar.

3) Hedefinizin Önündeki Engellere Karşı Hazırlıklı Olun

          Hedef belirlerken sormanız gereken bir diğer soru da “Bu hedefe ulaşmak için beni ne gibi engeller bekliyor?” Yapılan bir araştırmada, kilo verme programına katılan bir grup kadından istedikleri kiloya geldiği anı hayal etmeleri isteniyor. Diğer bir gruptaki kadınlardan ise kilo verme yolunda önlerine çıkabilecek muhtemel sorunları hayal etmeleri isteniyor. Bir yılın sonunda engeller üzerinde düşünen kadınların hedeflerine ulaşmada diğer gruba göre daha başarılı oldukları sonucuna ulaşıyorlar.

          Hedefinize ulaştığınıza dair kurduğunuz fanteziler yardımcı olmak bir yana hedefe ulaşma ihtimalinizi sabote bile edebiliyor. Çünkü hali hazırda ona ulaştığınıza inanmanın yarattığı yapay bir sevinçle içinizdeki enerjiyi tüketmeye başlıyorsunuz. Böylece, sürece değil sonuca odaklanarak kontrol edebileceğiniz tek şey olan davranışlarınızı motivasyondan mahrum bırakmış oluyorsunuz. Zihninizi sürece odaklamak ise muhtemel engeller karşısındaki tavrınızı yansıtıcı düşünceyle gözden geçirmenize destek oluyor.

          Özetle, hedefler bizi hemen harekete geçirdiği sürece anlamlıdır. Bu yüzden yaptığınız işin anlam ve önemi üzerine düşünün. Hedefleri küçük adımlarla gerçekleştirip kendinizi takdir edin. Uzun vadeli düşünün ama kısa vadeli hedeflerle şimdi ne yapabileceğinize odaklanın. Son olarak, hedeflere ilerlerken sizi engelleyecek zorluklara zihninizde yer açın.

Kaynaklar

Derek Sivers – Hell Yeah or No

Adam Grant – Yeniden Düşün

Susan David – Duygusal Çeviklik

Boğaziçi Üniversitesi, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü mezunuyum (2015). Çok yönlü gelişime ve farklı disiplinlerden beslenmenin önemine inanıyorum. Danışanlarıma ve öğrencilerime destek olurken kendi hayatımda da çokça faydasını gördüğüm Mindfulness temelli yaklaşımları ve Kabul ve Karalılık Terapisi (ACT) ile çalışıyorum. Ergen veya yetişkin yaş grubundaki danışanlarımın sosyal-duygusal mesleki ve eğitsel olarak yeni beceriler kazanmasına destek oluyorum. Online psikolojik danışmanlık ve öğrenci koçluğu desteği almak için bana e-mail adresimden ulaşabilirsiniz: [email protected]