“Yeni bir bilimsel gerçeklik ona karşı çıkanları ikna ederek ve onların ışığı görmelerini sağlayarak değil, ona karşı çıkanlar en sonunda öldükleri ve ona aşina yeni bir nesil büyüdüğü için galip gelir.” (Max Planck)

         Yeni olandan kaygı duymamız hayatta kalma dürtümüzün yan etkilerinden biri. Ancak bu kaygı bizi gerçeklerden ve dahası kendi gerçekliğimizden uzaklaştırabilir. Çoğu zaman da kişisel gelişimin ve bilgelik kazanmanın önündeki en büyük engellerden biridir.

         Hayata sürekli aynı pencereden bakmanın ve farklı bir şeyler görmeyi ummanın çelişkisini yaşarız. Halbuki yeni olanın yarattığı kaygıyı kucaklamak hem kendi yaşamımıza dair yeni deneyimlerin kapısını açar hem de anlatacağımız yeni hikayelerle başkalarına ilham kaynağı olmamızın önünü açar. Peki, bu kaygıyı yaratıcı bir güce nasıl dönüştürebiliriz?

Referans Kişilerinizi Doğru Seçin

         Anneler ve bir yaşındaki çocuklarıyla beraber yürütülen bir sosyal deneyde, çocuklara üç tip oyuncak gösterilir. Bu oyuncaklardan bazıları olumlu, bazıları olumsuz bir imaja sahipken, bazıları ise belirsiz bir merakla yaklaşılacak yeni oyuncaklardır. Bu oyuncaklar çocuklara gösterilirken bir yanında annesi diğer yanında da yabancı bir yetişkin bulunur. Oyuncaklar çocuğa gösterildiğinde, hem annenin hem de yabancının gülümseme veya korku ifadesi takınması istenir. Araştırmadan çıkan ilk sonuca göre, belirsiz bir oyuncak gösterildiğinde, bebekler sosyal referans olarak yabancıya anneden dört kat daha fazla bakarlar. Dahası, çocuklar yetişkinlerden aldığı gülümseme veya korku yüz ifadelerine göre oyuncağa yaklaşmayı veya ondan uzak durmayı isabetli bir şekilde yorumlamayı başarırlar.

         Bu araştırma, bebeklerden bile çok şey öğrenebileceğimize işaret ediyor. Çünkü, belirsiz ve yeni bir durum gereği kimi referans almamız gerektiğini çoğu zaman fark etmeyiz. İster istemez olumsuz enerji yayan kişileri referans alarak yeni bir şeyler denemenin yanlış olacağı mesajıyla karar verir ve kaygıya yenik düşerek öğrenme fırsatlarını kaçırırız. Çoğu zaman bu konuda anne-babalarımız caydırıcı olur; bazen bilinçli bazen de bilinçsiz bir şekilde anne-babalarımızın fikirleriyle seçim yapmaya devam ederiz. Ancak iş hayatından veya arkadaşlarımızdan yeniliğe teşvik edecek kişileri bilinçli bir şekilde seçmek, yenilik kaygısıyla yüzleşerek umut ve cesaretle yaşama olasılığını artırabilir.

Yanılma İhtimaline Alan Açın

         Richard Dawkins’in öğrencilik yıllarından hatırladığı bir anısı onu çok etkilemiştir. O zamanlar hücre içerisinde golgi aygıtı denen yapının varlığı tartışılıyordur. Profesör hocalarından biri, golgi aygıtının bir yanılsama olduğunu iddia ediyordur. Ta ki bir gün Golgi aygıtının varlığını gösteren yeni kanıtların sunulduğu bir konferans düzenlenir. Dawkins’in hocası da bu konferansta yerini alır ve hocasının bu yeni kanıtlara nasıl tepki vereceğini merakla bekler. Konferans sonunda ayağa kalkıp kürsüye çıkan profesör hocamız şöyle söyler: “Sevgili arkadaşım, sana teşekkürlerimi sunuyorum. Son on beş yıldır bir yanılgı içindeymişim.” Herkesin alkışını alan bu söz Richard Dawkins’in de boğazını düğümleyen bir hikaye olarak tarihe geçer.

         Mevcut bilgilerimize aykırı görünse bile yeni bir gerçeği kabul etmek zihnimizde yeni bir dünya açar. Farklı fikirler duymaya açık olmak teoride kolay görünse de, egomuzun zarar göreceği kaygısından dolayı tartışarak fikir değiştirme cesaretini çok azımız gösterebilir. Gerçekten hakikate ulaşmayı önemsiyorsak, hiçbir fikre kimlik derecesinde bağlılık göstermeden yeni kanıt ve gerçeklere kucak açmalıyız.

Vazgeçme Kriterleri Belirleyin         

         Yeni bir şeye başlamanın kaygısını aşmak için vazgeçmeyi de öğrenmek gerekebilir. Ancak vazgeçeceğimiz zaman veya duruma dair genelde hiç bir sorgulama yapmayız. Vazgeçme zamanını tespit etmek için önceden kriter belirlemek etkili olabilir. Mesela evlenmek gibi bir hedefiniz varsa, sevgilinizin evlenme teklifi etmesini (veya evlenme teklifi ettiğinizde kabul edeceğini) beklediğiniz bir son tarih belirleyin. Eğer teklif gelmiyorsa hayatınıza devam edin ve size bu bağlılığı heyecanla gösterecek başka birini bulun.

         Hayatınızda vazgeçme potansiyeli gördüğünüz başka durumlar için de kriterler belirleyebilirsiniz. O şartlar oluştuğunda vazgeçip oraya harcadığınız enerji ve zamanı böylece daha önemli başka bir şey için kullanabilirsiniz. Bu kriter belirleme kuralını yatırım şekilleriniz, iş yerinizden beklentileriniz ya da bireysel girişimleriniz için de değerlendirebilirsiniz. Yeni bir ilişki, iş veya gelişim alanına yönelmek mevcut olanlardan vazgeçerek ilerlemeyi gerektirir. Eskisinden vazgeçmeyi öğrenmek yenilik kaygısının kararlarınız üzerindeki etkisini belirleyici olmaktan çıkarabilir.

Kaynakça

  • Duke, Annie (2022). Quit: The Power of Knowing When to Walk Away.
  • Galef, Julia (2019). The Scout Mindset: Why Some People See Things Clearly and Others Don’t.
  • Henrich, Joseph (2015). The Secret of Our Success: How Culture Driving Human Evolution, Domesticating our Species and Making Us Smarter.
  • Leslie, Ian (2021). Conflicted: How Productive Disagreements Lead to Better Outcomes.