Kabul etmek gerekir ki, duygusal olarak dalgalanmalar yaşamaya oldukça eğilimli varlıklarız. Modumuzu düşüren bir sürü durumla karşılaşırız ve bazen tekrar eski halimize dönmeyi beklemek hayatımızı zorlaştırabilir. Bu yüzden modumuzu yükseltecek müdahaleleri kendi hayatımıza uygulamaya ihtiyacımız olacaktır. İşte bunun için bilimsel olarak desteklenen önerileri sizlerle paylaşıyorum.

1) Doğada Yürüyüşe Çıkın

          Konuya doğrudan araştırma verileriyle girelim. Deneyde, iki ayrı gruba belli sayılar söyleniyor ve bunları tersten tekrar etmeleri isteniyor. Katılımcıların yarısı 55 dk. boyunca bir doğa gezisi yapıyorlar. Diğer yarısı ise şehirdeki bir caddede yürüyüşe çıkıyorlar. Elbette şehir yerine doğa yürüyüşü yapan grup daha başarılı bir performans sergiliyor. Sonraki hafta gruplar yer değiştiriyor. Bu sefer de ilk başta şehirde gezen diğer grup doğa gezisi yapıyor. Böylece onlar sayıları tersine çevirip tekrar etme konusunda daha iyi performans sergiliyorlar. Anlaşılan doğada vakit geçirmek dikkat ve hafızamız üzerinde düzenleyici bir etkiye sahip. İçimizdeki dırdırcı seslerin doğadayken daha az ortaya çıkması dikkatimizi toplamayı kolaylaştırır. Çünkü duygusal olarak daha sağlıklı düşünecek moda gelmişizdir artık.

2. Spor Yaparak Endorfin Salgılayın

          Spor yaparak beynimizin endorfin salgılamasına yardımcı olabiliriz. Beynimiz bu hormonu salgılarken modumuzu yükseltiyor. Ayrıca stres, duygusal acı ya da fiziksel ağrı durumlarında bu hormonun etkisiyle egzersiz sonrasında size zor gelen diğer işlerin de kolaylaştığını fark edersiniz. Hatta zihnen veya bedenen yorgun olduğunuz hissi bile ortadan kalkabilir. Fiziksel olarak yorucu bir aktivitenin dinlendirici bir etkiye sahip olması oldukça ironik bir durum, ama bilimsel bir gerçek. Bir de doğada yaptığınızı düşünürsek sporun etkisini katlayarak bir taşla iki kuş vurmanız işten bile değil.

Reklam

3. Bilinçli Farkındalığın Gücünü Kullanın

          Bilinçli farkındalık, duyguları olumlu/olumsuz diye yargıladığımız için “mutluluk tuzağına” düştüğümüzü söyler. Halbuki hissettiğimiz her duyguya içimizde yer açıp onları onaylayarak psikolojik sağlamlık kazanabiliriz. Mesela zihnimiz bize “Yeterince İyi Değilsin” hikâyesini sıklıkla anlatır. Bu noktada pozitif olmaya çalışarak bardağın dolu tarafına bakmak ya da bardağın boşluğuna odaklanmak çok da fark yaratmayacaktır. Bunun yerine ilgi ve merakla bardağın şeklini, ışığın nasıl kırıldığını ve suyun dokusunu incelediğinizde zihninizin dayattığı düşünce yapısına kısa devre yapabildiğinizi fark edersiniz. Sonrasında ise, yapacağınız işlerde akışa girmek mesele olmaktan çıkabilir.

4. Yazarak Zihninize Mesafe Koyun

          Yazmak, ister kurgusal ister kurgu-dışı olsun işe yarıyor. Deneyim, duygu ve düşüncelerimizin kâğıda işlemekte farklı bir büyüleyici etki var. Şöyle ki, kendi düşüncelerimiz bizi etiketlemeye oldukça meraklıdır. Zihnimizden geçen zorlayıcı düşünceler modumuzu düşürür. Fakat nasıl bir kavanozun üzerindeki etiket reçelin kendisi değilse biz de düşüncelerimiz ya da duygularımızdan ibaret değiliz. Düşüncelerimizin sahibi olan biz yine onlara takılıp düşeriz. Ama yazmak imdadımıza yetişebilir. Çünkü yazıya döktüğümüz düşünce ve duygularla aramıza mesafe koyabiliriz. Böylece daha nesnel ve açık bir şekilde gerçeği görebiliriz. Böylece bizi zorlayan düşünceleri merakla inceleriz ve üzerimdeki yükünü kaldırırız. Sonuç olarak yazın, nasıl olduğu fark etmez. Sadece kendiniz için yazın veya isterseniz paylaşın ya da buruşturup çöpe atın.

5. Gelecekteki Kendinize Bir Mektup Yazın

          Aslında mektuba romantik anlamlar yüklememiz boşuna değil. Uzun zamanlar göremeyeceğin birine duygu ve düşüncelerini ifade etmek ilginç bir şekilde insanı iyi hissettirir. Bundan hareketle kendi gelecekteki halimize de bir mektup yazarak modumuzu yükseltmeye ne dersiniz? Hatta bu iş için kurdukları bir site bile var (futureme.org). Bu siteye girip gelecekteki kendinize istediğiniz bir tarihi seçerek e-mail yollayabilirsiniz. Kendinizi gelecekteki kendinize açmak size iyi gelecektir. Ben şu ana kadar üç adet yazdım. Özellikle zor anlarımda aradığım desteği en çok da kendimde buldum. Mektup size ulaşmadan etkisini çoktan göstermiş oluyor. Ancak o gün gelip çattığında kendi geçmişinizden gelen mektup çeşitli duygulara kapılabilirsiniz. Muhtemelen nelere üzüldüğünüze gülüp geçecek ve duygulanacaksınız. Ben de emin değilim, gelsin görelim.

Boğaziçi Üniversitesi, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü mezunuyum (2015). Çok yönlü gelişime ve farklı disiplinlerden beslenmenin önemine inanıyorum. Danışanlarıma ve öğrencilerime destek olurken kendi hayatımda da çokça faydasını gördüğüm Mindfulness temelli yaklaşımları ve Kabul ve Karalılık Terapisi (ACT) ile çalışıyorum. Ergen veya yetişkin yaş grubundaki danışanlarımın sosyal-duygusal mesleki ve eğitsel olarak yeni beceriler kazanmasına destek oluyorum. Online psikolojik danışmanlık ve öğrenci koçluğu desteği almak için bana e-mail adresimden ulaşabilirsiniz: [email protected]